vermek (oy)

"vermek (oy)" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	vermek (oy)	cast f.
I have also cast a generous eye over the amendments and where possible given them a plus. Ben de değişikliklere cömert bir gözle baktım ve mümkün olan yerlerde onlara artı puan verdim. More Sentences

"vermek (oy)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 62 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	oy vermek	vote f.
But if you voted on this then I will not put the question. Ama bu konuda oy verdiyseniz o zaman soru sormayacağım. More Sentences
General
2	Genel	oy vermek	vote for f.
That is why I voted for it. Bu yüzden oy verdim. More Sentences
3	Genel	lehinde oy vermek	vote for f.
This motion is positive and we will vote for it. Bu önerge olumludur ve biz de bunun lehinde oy vereceğiz. More Sentences
4	Genel	oy vermek	vote f.
But if you voted on this then I will not put the question. Ama bu konuda oy verdiyseniz o zaman soru sormayacağım. More Sentences
5	Genel	oy vermek	upvote f.
Tom uses sock puppet accounts to upvote his posts. Tom gönderilerine oy vermek için kukla hesaplar kullanıyor. More Sentences
Phrasals
6	Öbek Fiiller	(seçim sırasında) oy vermek	vote in f.
People do not vote in order to meet a ritual obligation which they do not experience as useful. İnsanlar faydalı olduğunu düşünmedikleri ritüel bir yükümlülüğü yerine getirmek için oy vermiyorlar. More Sentences
Technical
7	Teknik	oy vermek	vote f.
But if you voted on this then I will not put the question. Ama bu konuda oy verdiyseniz o zaman soru sormayacağım. More Sentences
Common Usage
8	Yaygın Kullanım	oy vermek	ballot f.
General
9	Genel	karşı oy vermek	pip f.
10	Genel	oy vermek	plump for f.
11	Genel	lehte oy vermek	cast an affirmative vote f.
12	Genel	aleyhde oy vermek	vote out f.
13	Genel	oy vermek	cast one's vote f.
14	Genel	seçimde oy vermek	go to the poll f.
15	Genel	aleyhinde oy vermek	vote against f.
16	Genel	oy vermek	ballot f.
17	Genel	oy vermek	poll for f.
18	Genel	oy vermek	cast a vote f.
19	Genel	oy hakkı vermek	enfranchise f.
20	Genel	oy kullanma hakkı vermek	enfranchise f.
21	Genel	oy vermek	poll f.
22	Genel	şahsen oy vermek	vote in person f.
23	Genel	oy çokluğu ile karar vermek	decide by majority of votes f.
24	Genel	vekaleten oy vermek	vote by proxy f.
25	Genel	demokratlara oy vermek	vote democrat f.
26	Genel	oy çoğunluğuyla karar vermek	decide by majority of votes f.
27	Genel	oy hakkı vermek	effranchise f.
28	Genel	(oy) vermek	deliver f.
29	Genel	karşı oy vermek	pill f.
30	Genel	oy vermek	suffragate f.
31	Genel	… ile oy vermek	suffragate f.
32	Genel	oy kullanmasına izin vermek	enfranchise f.
Phrasals
33	Öbek Fiiller	oy pusulasında ismi listelenmemiş bir adaya ismini boş bırakılan alana yazarak oy vermek	write in f.
34	Öbek Fiiller	adayın ismini pusulaya yazarak oy vermek	write in f.
35	Öbek Fiiller	oy pusulasında listelenmemiş birine oy vermek	write someone in (on something) f.
36	Öbek Fiiller	oy pusulasında listelenmemiş bir adayı boş bırakılan yere yazarak oy vermek	write someone in (on something) f.
Idioms
37	Deyim	oy vermek	cast (one's) vote f.
38	Deyim	oy vermek	go to polls f.
39	Deyim	birden fazla partinin adayına farklı pozisyonla için oy vermek	split (one's) ticket f.
40	Deyim	farklı pozisyonlar için farklı partilerin adaylarına oy vermek	split (one's) ticket f.
41	Deyim	oy vermek	cast vote f.
42	Deyim	(söz almak, oy vermek için) elini kaldırmak	put up (one's) hand f.
43	Deyim	(söz almak, oy vermek için) el kaldırmak	put up (one's) hand f.
44	Deyim	farklı alanlarda farklı partilerden adaylara oy vermek	split the ticket f.
Trade/Economic
45	Ticaret/Ekonomi	vekaleten oy vermek	vote by proxy f.
Law
46	Hukuk	oy vermek	ballot f.
Politics
47	Siyasal	eskiden gizli oy vermek için kullanılan küçük bir top	ballot i.
48	Siyasal	oy vermek için rüşvet almadığına dair edilen yemin	bribery oath i.
49	Siyasal	ulusal parti kongresinde belirli bir adaya oy vermek üzere görevlendirilmiş delege	pledged delegate [us] i.
50	Siyasal	aleyhte oy vermek	negative f.
51	Siyasal	muhalif oy vermek	blackball f.
52	Siyasal	oy vermek	poll f.
53	Siyasal	muhalif oy vermek	countervote f.
54	Siyasal	muhalif oy vermek	vote against f.
55	Siyasal	şahsen oy vermek	vote in person f.
56	Siyasal	yeniden oy vermek	revote f.
57	Siyasal	oy vermek	chirotonize f.
58	Siyasal	oy vermek	chirotonise f.
59	Siyasal	kendi partisinin aleyhinde oy vermek	cross-vote f.
60	Siyasal	birden fazla adaya oy verilebilen seçimde tek bir adaya oy vermek	plump f.
61	Siyasal	(oy pusulasını) birden fazla adaya oy vermek için işaretlemek	scratch f.
Archaic
62	Eski Kullanım	oy kullanma hakkı vermek	infranchise f.